Beştelsiz Mah. 101. Sokak. No:107 Akşemsettin Tramvay Durağı Zeytinburnu
02126655050

Hareket Azaldı, Obezite Çoğaldı…

Hareket Azaldı, Obezite Çoğaldı…

Günümüz şartları ve gelişen teknolojiye bir de pandemi süreci eklenince hayatımız iyice hareketsiz bir hal almaya başladı. Hareket etmedikçe yiyor, yedikçe hareket etmeyi unutuyoruz… Bu durum fazla kiloları da beraberinde getiriyor ve fazla kilolar artık estetik kaygıların çok ötesinde sağlık problemleri yaratıyor. Zamanında müdahale edilmediğinde ölümlere dahi yol açabilen obezite, Türkiye’de erkeklerin %20’si, kadınların ise %41’inde görülüyor. Avrasya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı obezite hakkında bilinmesi gerekenleri anlatıyor.

Fazla kilolar her zaman obeziteyi işaret etmez

Bir kişinin kendisini obez olarak yorumlaması için vücudunun normal fonksiyonlarını engelleyecek ve sağlıklı olmasını zorlaştıracak ölçüde kilosunun olması, vücudunda yağ birikmesi gerekir. Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla aşırı artması olarak tanımlanan obezite, günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasıyla ortaya çıkar.

Normal şartlarda yetişkin kadınlarda vücut ağırlığının %20-25’i, erkeklerde ise %15-18’i yağ kütlesinden oluşmaktadır. Bu oran kadınlarda %30, erkeklerde ise %25’e çıktığında obeziteden söz edilebilir.

Obeziteyi tetikleyen belirli faktörler bulunuyor…

Fazla kiloları olan insanlardan sıklıkla ‘su içsem yarıyor’ cümlesini duyarız. Ancak bu yanlış yanılgının arkasına sığınmak ne fazla kiloları açıklamak ne de fazla kilolardan kurtulmak için yeterli değildir. Obezitenin ortaya çıkmasındaki en büyük etken yanlış beslenme ve hareketsiz yaşamdır. Bu etkenlere ek olarak genetik faktörler, nörolojik, fizyolojik birçok unsurun etkili olduğu obeziteyi ortaya çıkaran nedenler;

  • Aşırı beslenme,
  • Yetersiz fiziksel aktivite,
  • Yaş,
  • Cinsiyet,
  • Hormonal etkenler,
  • Metabolik etkenler,
  • Eğitim düzeyi,
  • Sosyo-ekonomik etkenler,
  • Kullanılan bazı ilaçlardır.

Obez misiniz?

Obeziteyi belirlemek için en sık kullanılan yöntem Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere göre hazırlanan Vücut Kitle İndeksi’dir. Bu değer kişinin kilosunun, boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanır. Eğer vücut kitle indeksi 18.50 – 24.99 arasında ise kişi normal kiloda sayılmaktadır. Eğer bu değer 25.00 – 29.99 arasında ise kişi Şişmanlık öncesi (Pre-obez) olarak kabul edilir. Diğer değerler ise şu şekildedir;

  • Obez – 30,
  • Şişman I. Derece -30.00 – 34-99,
  • Şişman II. Derece – 35.00 – 39.99,
  • Şişman III. Derece- 40 ve üzeri.

Obezite birçok hastalığı miras bırakabilir

Obezitenin birçok hastalıkla ilişkili olduğu görülmektedir. Bu hastalıklar;

  • Tip 2 DiabetesMellitus( Şeker Hastalığı),
  • Hipertansiyon,
  • Koroner arter hastalığı,
  • İnsülin direnci,
  • Metabolik sendrom,
  • Safra kesesi hastalıkları,
  • Bazı kanser türleri,
  • Solunum zorluğu,
  • Felç,
  • Uyku apnesi,
  • Astım,
  • Karaciğer yağlanması
  • Menstruasyon düzensizlikleri
  • Aşırı tüylenme,
  • Kas-iskelet sistemi problemleri,
  • Gebelikte problemler.

Tedavisi mümkün mü?

Obezite tedavisinde en ideal tedavi yöntemi kişinin yaşı, cinsiyeti, kilosu ve varsa mevcut sağlık sorunlarına göre şekillendirilir. Obezite tedavisinde tercih edilen 5 farklı tedavi yaklaşımı vardır. Bunlar, tıbbi beslenme diyeti, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, farmakolojik tedavi ve en bilinen cerrahi yöntemlerdir.

Ameliyata vücut kitle indeksiniz karar veriyor!

Mide ameliyatlarında ölçüt kişinin kilosu değil,  vücut kitle indeksidir. Buna göre kişinin ameliyat olabilmesi için vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 kg/m2’yi aşan veya 35-40 kg/m2 arasında olan ve buna diyabet, hipertansiyon ile uyku apne sendromu gibi hastalıkların eşlik ettiği kişiler ameliyat olabilir.

Sleeve Gastrektomi

Tüp mide ameliyatı olarak bilinen bu yöntemde midenin belli bir bölümü cerrahi olarak çıkarılıyor ve geriye tüp şeklinde bir mide bırakılıyor. Ameliyattan sonra küçük hacimlerde alınan yiyecekler hastada doygunluk hissi yaratıyor ve bir süre sonra bu tokluk, iştah kaybına dönüşüyor. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan bölümü de çıkarıldığı için hastada açlık hissi oluşmuyor. Oldukça kolay bir operasyon olan bu yöntemde, komplikasyon oranları oldukça düşüktür. Ameliyattan sonraki birkaç yıl içinde kilo fazlasının %60 – 70’inin kaybedilmesi beklenir.

Gastrik By-Pass

Cerrahi sonrası uzun dönemde kilo alımı olursa kişiye uygun Gastrik By-Pass cerrahi tiplerini uygulamak da mümkün. Operasyonun faydaları vücut ağırlığınızın önemli bir kısmının kaybı ile birlikte, ilk bir iki yılda ortaya çıkıyor. Kilo kaybedildikçe yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve diyabet gibi şişmanlıkla ilişkili sağlık problemleri kaybolmaya veya en azından düzelmeye başlıyor. Bu sayede, hastaların tamamına yakını aldıkları pek çok ilacı tamamen bırakır veya en azından dozunu azaltırlar. Zayıflamaya bağlı olarak emosyonel durumda da belirgin düzelme görülür, sosyal ve cinsel hayattaki düzelmeler bunu takip eder.

Hizmetlerimiz Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz: